Öncelikle vatan toprakları için canlarını feda eden tüm şehitlerimize ,sağlıkta yaşanan şiddet nedeniyle kaybettiğimiz arkadaşlarımız Dr. Kamil Furtun ve Dr. Aynur Dağdemir’e, Covid-19 salgınında hayatını kaybetmiş olan başta Dr. Habib Demirel ve Dr. Ali Murat Uludoğan olmak üzere tüm sağlık çalışanlarımıza Allahtan rahmet diliyor önlerinde saygıyla eğiliyorum.
Ülkemizde 2. Mahmut döneminde tıp mektebinin açıldığı tarih 14 mart 1827 dir. 1903 yılında da sultan Abdülhamit han tıbbiyeyi şahane yi açar. Tıbbiyeliler ülke savunmasında ve istiklal mücadelesinde ön saflarda mücadele etmişlerdir.3 Kasım 1914 de Çanakkale cephesi açılınca 3-4-5.sınıf askeri tıp öğrencileri askeri birliklere gönderilir ve 1915 yılında kayıt yaptıran tıp öğrencilerinin tamamı şehit olur, 1921 yılında tıbbiye hiç mezun veremez. Cepheye gönderilen 765 tıp öğrencisinin 346 sı şehit olur. 14 mart sadece tıbbiye için değil tüm Türkiye için önemli bir gündür. İşgal altındaki İstanbul’da 14.Mart 1919 da tıp öğrencisi Hikmet Boran ve arkadaşlarının önderliğinde onlara hocalarının da katılmasıyla İstanbul’da işgal güçlerine karşı direnişi başlatan ilk meslek grubu olmasının onurunu da yaşıyoruz. Tüm engellemelere karşı okulun iki direği arasına dev Türk bayrağını asmayı başarmışlardır. Mustafa Kemal Anadolu’ya çıkınca da istiklal hareketini desteklemişlerdir. Ezelden beri hür yaşamış milletimizin işgale boyun eğmeyeceğini haykırdığı ve tıbbiye öğrencilerinin yaktığı bağımsızlık meşalesinin yıldönümündeyiz. İşgale karşı bağımsızlık mücadelesinin gizli adıdır ‘’Tıp Bayramı’’.
Hekimlik mesai kavramı olmayan bir meslektir, yaşam tarzıdır. Tıp fakültesi bitirilince diploma alınır ama asla mezun olunmaz. Sürekli okumak tıp alanındaki yenilikleri takip etmek gerekir. En büyük mutluluğumuz bir insanın canına can katmaktır. Hekimlikte pardon deme lüksümüz yoktur, işimiz gereği yaratılanların en değerlisine hizmet vermekteyiz. Bir can kurtarmayı bütün insanlığı kurtarmak ile eşdeğer sayan anlayışın sahipleri olarak gece gündüz insanımızın sağlığı için hizmet sunmaktayız.
Milletimize hizmet etmekten, onların sağlığını canlarını emanet ettiği kişiler olmaktan onlara şifa veren el olmaktan her zaman büyük onur duyduk ve bunun için mesai kavramı olmaksızın çalışmaktayız. Hiçbir hekim hastasının kötü olmasını elbette istemez. Özveri ile hastalarına gece gündüz hizmet veren sağlık çalışanları şifa veren ellere vefa gösterilmesini de elbette isterler.
‘’İnsanı Yaşat Ki Devlet Yaşasın’’diyen medeniyet anlayışımız ile ülkemizde son yıllarda sağlık alanında önemli ilerlemeler kaydedildi. Dünya çapında değerli hekimlerimiz yetişti, sağlık tesislerimiz yenilendi, teknolojik olarak önemli gelişmeler yaşandı ve sağlık alanındaki hizmetin standartları dikkat çekici şekilde düzeldi. Sağlık altyapımızın ne kadar kuvvetli olduğu, yaşamış olduğumuz Covid-19 pandemisi sürecinde tüm dünya tarafından da görüldü.
Tıbbiyeliler geçmişte olduğu gibi günümüzde de vatanı ve milleti için her zaman üstlerine düşen görevi özveri ile yaptılar yapıyorlar. Ülkemizin geçtiği zor günlerde vatanı için, askerleri için her an savaş bölgesinde, deprem bölgesinde, her türlü afetlerde, salgınlarda fedakarca görevlerini yapmaktadırlar.
Başta hekimler olmak üzere tüm sağlık çalışanlarımızı, özverili çalışmalarından dolayı tek tek tebrik ediyorum. Hepinizden Allah razı olsun.
Tıp dendiğinde akla hekimler gelir ama asla diğer sağlık çalışanları olmadan bu hizmet verilmez. Bu duygularla Tüm hekimlerin ve sağlık çalışanlarının tıp bayramını kutluyorum.
Saygılarımla
Uzm.Dr.Emine Sehmen
Gazi Devlet Hastanesi Başhekimi